Kütüphanelere Kıymayın Efendiler

Stockholm’ün Flemingsberg semtindeyim. İsveç’te her semtte olduğu gibi burada da kitap, kitaplık, kitapseverlik hemen dikkat çekiyor.

Kütüphanelere Kıymayın Efendiler
Kütüphanelere Kıymayın Efendiler

Stockholm’ün Flemingsberg semtindeyim.
İsveç’te her semtte olduğu gibi burada da kitap, kitaplık, kitapseverlik hemen dikkat çekiyor.
Daha metrodan iner inmez sokakta sizi camekanlı raflarda kitaplar karşılıyor.
Okumadığı kitabı buradan alanlar da var; okuduğu kitabı buraya koyanlar da.
Çalmıyorlar mı?
Çok sevmişse kitabı, çalsın. AMA “Okuyan çalmaz, okumayan almaz” değil mi?
İki tane de büyük kütüphane var semtte.
.....
Babam kitap, gazete ve dergi alırdı.

Nihat amcam ilerici, okuma ve yazma meraklısıydı.
Gençlik kolu diye bir dernek kurmuş, lokale bir kitaplık koymuştu.
Dedemin evinde de bir kitaplık vardı.
Şanslıydım, kitaplarla dostluğum erken yaşlarda başladı.
İzmir Namık Kemal Lisesi orta bölümüne yazıldım. Amcam lise bölümündeydi.
Alsancak’ta Gündoğdu Erkek Talebe Yurdu’nda kalıyorduk.
Kordon’da Gündoğdu Meydanı’na yakın Atatürk’ün kaldığı ev vardı.
Hem müze hem kütüphaneydi. Beni oraya götürdü.
Ne güzel, sessiz bir yerdi.
Hemen hergün ders çalışmaya giderdim.
Bir de kütüphane görevlisi güzel bir abla vardı.
İstediğimiz kitapları verirken ne sevecen konuşurdu bizimle.
Hepimiz severdik; en çok da amcamın arkadaşı Etem Abi.
Kitap ve kütüphanelere sevgimizin bir nedeni de belki o sevecen genç kızdı.
.....
İsveç’e geldiğimde gördüğüm kütüphaneler beni ne mutlu etmişti.
Bu kütüphaneler sadece kitap ödünç alınan yerler değildi.
Sadece ders çalışma, okuma salonları da yoktu.
Çocukların kitap sevgisi edindikleri, sevecen abla ve abilerin gözetiminde oyunla okumayı harmanladıkları yerlerdi.
Yetişkin bölümlerinde yazarlarla buluşmalar düzenleniyor, söyleşiler yapılıyordu.
Lokanta ve kafeteryaları vardı. İsveççenin yanı sıra Türkçe ve daha pek çok dilde güncel gazete ve dergiler okuyabiliyordunuz.
Türk arkadaşlarla buluşma yerlerimizden biri de Stockholm Merkezi’nde Kültür Evi kütüphanesiydi. Kafeterya da hem kahve içiyor, hem gazete okuyor, hem de sohbet edebiliyorduk.
Hatta satranç bile oynanıyordu burada.

Bilgi kaynağı kültür yuvalarıydılar.
Bayılmıştım İsveç kütüphanelerine.
.....
Yirmi yıl önce Muğla - Milas - Bafa’ya kütüphane kurduk.
O zaman Bafa belediyeydi ve belediye başkanı DYP’liydi.
Kütüphane binasının güzel de bir tarihi vardı.
Önce öğretmen evi ve okuma odası imiş.
Sonra karakol olmuş; daha sonra kiralık ev; kiracı ayrılınca da yeniden kütüphane...
Gazeteler haber yaptı açılışı:
“59 Yıllık Özlem Bitti”.
Emekli işçi arkadaşımız Mehmet Özyiğit kütüphaneyi açıyordu.
Kitap dilencisi olmuştu.

Önüne gelenden kitap istiyordu.
Ben de istedim ve bir kitap isteme mektubu yazdım.

Onu da yazarlara, yayınevlerine, parti başkanlarına gönderdi.

Beş binin üstünde kitap toplandı.
Bafalı kütüphaneci Ali Gün hepsini numaralayıp bilgisayara kaydetti

.....
Belediye sonra CHP’ye geçti.
DYP’li gönüllü emekli işçi kütüphanecimiz kovuldu.
Hangi kafaya hizmetse kapıya kilit vuruldu.
Gün geçti, günler geçti, haftalar haftaları, aylar ayları, yıllar yılları izledi.
Kütüphane’nin tabelasındaki HALK KÜTÜPHANESİ yazısı silindi, kapısı, camı kırıldı.
.....
Bir süre önce “Kitap Baba” adıyla anılan Mesut Tim belediyeye başvurmuş.
Bafa’daki eski belediye binasında küçük bir oda verdiler kitaplar koydu.
Bir de tabela: Atatürk Çocukları Kütüphanesi.
Allah razı olsun, keşke her sokağa bir kütüphane, kitaplık kurulsa ama kardeşim elli metre ileride kapısı kilitli, çürümekte olan kocaman bir kütüphane var. Sanki o yokmuş da yeni başkan Bafa’ya ilk kez kütüphane açıyor havası vermek de nesi?

Bir arada tutturmuşlardı “Kobani’ye kütüphane kuracağız” diye. O zaman da demiştik: “önce siz şu kapattığınız Bafa Kütüphanesi’ni açın hele” ...
Garip işler oluyor memlekette. Bana şaşkın diyorlar.

Gençlerin okul sonrası zamanlarını değerlendirebilecekleri hiçbir şey yok. Alkole hevesleniyorlar, gece yarıları car cur mobilet kullanıyorlar. Yazık değil mi?
Oysa kütüphane üç oda bir salon. Otuz kadar sandalye, bilgisayar. Tuvaleti de var.
Ne güzel bir kültür yuvası.

Açın, düzenleyin var olan kütüphaneyi; İsveç usulü çocuklara masal okuyalım, yetişkinlerle okuma günleri düzenleyelim. Gençler bir internet gazetesi çıkarsınlar, radyo kursunlar, belgeseller yapsınlar.
.....
Kapalı kütüphanemizde Meydan Larousse, Britannica, daha başka ansiklopediler ve epeyce kitap var.
Bazı şeyleri internette bulamıyorum.

Bir süre önce kapalı kütüphanenin anahtarını muhtarımızdan rica ettim. Ansiklopedilerden yararlandım.
Çok da üzüldüm.
Sandalyeler, bilgisayar, masa yok olmuş, salon kapısı kırık; arkasına kitaplar destek yapılarak kapatılmış. Kitaplar yerlerde...
Bir ara Muhtarla eşi temizlemişlerdi buraları. Gene girenler olmuş belli ki...

İnsanın içi acıyor, ağlayası geliyor.

En ucuz kitap kaç lira oldu? Bunca kitap kimbilir kaç lira tutar?!.

Ya bu kitapları yeni kurulan Atatürk Çocukları Kütüphanesi’ne  taşıyın ya da oradakileri buraya. O da olmazsa götürün Milas Kütüphanesi’ne...

Çürümesin nemden kitaplar. Emek emek topladık onları. Cenab ı Mevla atmadı yukardan.

Burası Milas Belediyesi’ne ait. Milas Belediyesi’nden rica ediyorum,

KURTARIN MİLAS’IMIZI BU AYIPTAN!

KURTARIN KÜTÜPHANEMİZİ.