İçsel Değerlendirmenin Gücü

Etrafımızda ki herkesin başarılarını takdir ediyoruz, Kardeşlerimize, çocuklarımıza, arkadaşlarımıza ve hatta komşularımıza dahi destek veriyoruz. Ancak biraz düşünürsek, en son ne zaman kendimizi ödüllendirdiğimizi ise hatırlayamayabiliriz.

Dünya kayak şampiyonlarından biri olan Athena, su kayak sporu yaparken şiddetli rüzgarları muhteşem hareketlerle atlattı. Zaferinin zirvesindeyken, kumsala geri dönüp yaptıklarını gören olup olmadığını kontrol etti, Ancak herkesin başka yöne baktığını gördü, bu da onu üzdü ve hayal kırıklığına uğrattı. Neyse ki, eski bir kayak şampiyonu olan bir kadınla karşılaştı ve ona şöyle dedi: "Athena, hayatında en büyük başarını elde ettiğinde, zafer anında kimse seni ödüllendirmeyecek, bu yüzden kendini kendinizi takdir etmeye ve ödüllendirmeye alıştırın.

Gündüz ve gece çalışıyorsunuz ve yatağa girdiğiniz de, alarmın yeni bir günü müjdelediği bir sesle uyanıyorsunuz. Sevgili okuyucu, bundan itibaren yaptığınız işlerin değerini hissetmeye başlayın. Yorgunluk ve zorluklarla dolu bir günün ardından yastığa başınızı koyduğunuzda, "Bugün harika bir iş yaptım," diyerek kendinizi teşvik edin.

Bugün yaptığınız her iş, önce kendiniz için takdir edilmeye değer bir başarıdır. Evet, uzun saatler çalışıyorsunuz ve zihninizi görev listesiyle meşgul ediyorsunuz, ancak zihninize bu görevlerin tamamlandıktan sonra kendinizi ödüllendirmenizi hatırlatıyor mu? Hiç başarılarınızı gururla değerlendirdiniz mi? Evet, başarılarınızı gururla değerlendirmelisiniz.

Ödüller sadece eğlence değil, aynı zamanda birçok görevin tamamlanması ve hedeflere ulaşılması için en büyük motivasyon kaynaklarından biridir... baskı yerine devam etme arzusuna değiştirebilirsiniz.

Üstesinden geldiğiniz ve sunduğunuz her şey ve çevrenizdekilere verdiğiniz değer, övgüye değer bir iş değil mi? Öyleyse kendinizle biraz zaman geçirin ve nasıl ödüllendirileceğinizi düşünün, çocuğunuza veya kardeşinize nasıl ödüllendireceksiniz? Arkadaşlarınızın başarıları ve başarıları için ne yapacaksınız? Kendinizi kutlamaya değer olduğunuzu unutmayın.

Ödül, büyük bir parti veya pahalı bir şey satın almak zorunda değil, içten bir minnet duygusudur, sonra Tanrı'ya, size sunduğu her şey için teşekkür edin.

Hayatım boyunca, günün her saatinde çalışan ve bir şeyler başaran birçok kişiyle tanıştım, ancak maalesef başarılarını yetersiz görüyorlar ve yaptıklarının boş olduğunu düşünüyorlar, genellikle diğerlerinin başarılarıyla karşılaştırma tuzağına düşerler. Kendini ödüllendirmenin bir eğlence biçimi olmadığını, aynı zamanda devam etmek için bir tedavi ve gereklilik olduğunu unutmayın, bu konuda George Eliot şöyle der: "Yaptığınız görevin ödülü, bir sonraki görevi başarmak için güçtür," siz ne dersiniz?