Kıbrıs Türkünün Cenaze Namazı Kılınır Mı?
Efendiler, Kıbrıs düşman elinde bulunduğu sürece bu bölgenin ikmal yolları tıkanmıştır. Kıbrıs’a dikkat ediniz. Bu ada bizim için çok önemlidir.

Efendiler, Kıbrıs düşman elinde bulunduğu sürece bu bölgenin ikmal yolları tıkanmıştır. Kıbrıs’a dikkat ediniz. Bu ada bizim için çok önemlidir.
Mustafa Kemal Atatürk
Kıbrıs’ta cumhurbaşkanı seçimi yapıldı. Benim adayım Ersin Tatar hezimete uğradı. Federasyoncu, AB’ci takım büyük bir zafer kazandı.
Kutlarım. Kıbrıs Türklerine, KKTC’ye, Kıbrıs’a ve Türkiye’ye hayırlı uğurlu olsun.
Demek ki, yalnızca vatan millet söylemi yetmiyor. İnsanların ekonomik durumları, sofraları , yaşam koşulları önemli.
KKTC yurttaşları Türkiye’den gelen yardımlarla ayakta duruyor.
Öte yandan Türkiye’de ne kadar olumsuzluk varsa oraya da taşınmış. Kumarı, içkisi, fuhuşu, tarikatı, takkesi, tekkesi, rüşveti... Say sayabildiğin kadar.
Güney Kıbrıs’a ise Avrupa Birliği Euro yağdırıyor. Yaşam koşulları çok daha iyi.
Orada AB, ABD, İsrail, İngiltere, Fransa cirit atıyor; silahlanma almış başını gidiyor. Türkleri parmaklarında oynatacaklar. İşlerine gelmezse, Türkler bozuk ses çıkarırlarsa gönüllü ya da gönülsüz postalanacaklar.
Gene baskı, zulüm, kan, cinayet, katliam ve soykırım gelecek.
Ama şimdi, bugün KKTC Türklerinin çoğu Güney Kıbrıs Rum bölgesine gıpta ediyor, kıskanıyor, Rumların yaşamına imreniyor. Gönüllü ya da gönülsüz, olarak yeniden Rumun hizmetçisi olmaya hazırlanıyorlar.
Akla gelen soru şu: Şimdi ne olacak?
Kıbrıslı Türklerin çoğu ekonomik durumlarının iyileşmesi için Güney Kıbrıs’ta çalışmak ya da Avrupa’ya kapağı atmak isteyecek.
Güney Kıbrıs Rum Yönetimiyle yakınlaşmak ve federasyona gitmek Türklere AB kapılarına dayanma koşulları yaratacak.
Kıbrıslı Rumlar memnuniyetle kapıları sonuna dek açacak.
Türkler pırrrrr!
Geri kalan Türkler ne olacaklar?
Geri kalan Türkler Kıbrıs’ta azınlığın da azınlığı, 2. Değil 5. Sınıf minik bir etnik grubun üyeleri olmaktan kurtulamayacaklar.
Demokrasi çoğunluğun dediği olur sistemi ya, büyük çoğunlukla seçilen cumhurbaşkanı Rumlara ne denli ödünler verebilir? Göreceğiz.
Büyük çoğunluğun seçtiği cumhurbaşkanı olarak tek başına federasyonu gerçekleştirebilir mi?
Şimdilik hayır.
Parlamentoda çoğunluk sahibi değil ve bunu başaramaz.
Seçimlerden bir süre önce bugünkü KKTC parlamentosu iki devletli çözüm ve KKTC’nin tanıtılması kararı almıştı.
Ama 24 Mayıs 2026’da yapılacak milletvekili seçimlerinde çoğunluğu kazanırsa yeni mecliste eller kalkıp by by Kıbrıs Türk Cumhuriyeti; Hoş geldin Kıbrıs Rum Cumhuriyeti diyebilir.
Atatürk’ün dikkat çektiği ikmal yolları kapanır. Türkiye kuşatma altına girer.
Ne yapmalı?
Madem çoğunluğun dediği olur; şu andaki meclis iki devletli çözümden kesinlikle vazgeçilmemesi için kuruluş bildirgesindeki ve varsa başka belgelerdeki “federasyon görüşmeleri yapılabilir “ifadesi kaldırmalıdır.
Zaten şimdiye dek bunun yapılmaması büyük yanlıştı.
Bu seçimle federasyoncu bir cumhurbaşkanı gelmişken ve federasyon seçeneği belirgin şekilde ortaya yeniden çıkmışken hiçbir ülkenin KKTC’yi tanıması beklenemez.
Türkiye bile hâlâ cumhurbaşkanlığı forsuna “yeni Türk devleti” KKTC’yi temsilen bir yıldız daha koymaya yanaş(a)mıyor.
Abdullah Gül’ün “Bir kasa portakal bile satamıyorsunuz. Ne egemenliği?” sözü; Rauf Denktaş’ın da “Egemen değilsek Kıbrıs’ta Türkiye’nin büyükelçiliğinin ne işi var?” yanıtı aklımdan gitmiyor.
TC 51 yıldır Kıbrıs Türkünü dünyaya tanıt(a)madı.
Bu durumda diğer bir çözüm önerisi gündeme geliyor:
Demokratik “azınlık çoğunluğa uyar” kuralı işletilmeli ve KKTC ve TC parlamentoları büyük çoğunlukla bir karar alarak Anavatan ile Yavruvatan’ı birleştirmelilerdir.
Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin ve Kıbrıs Türkü’nün uzun vadede tarih sahnesinden silinme tehlikesini ortadan kaldırmalılardır.
Bunlar olmaz da gene ödün vermeye başlanırsa Girit, Rodos, On iki adalar, diğer adalar ve kayalıklar gibi Kıbrıs da Yunanistan’a gider. Meşhur ENOSİS gerçekleşir.
Dünyanın kılı bile kıpırdamaz. Kıbrıs’ın, Kıbrıs Türkünün cenaze namazı bile kılınmaz.
Ayağımızı denk almanın zamanı geldi de geçip gidiyor...