Beklentiler ve Mutluluk
Mutluluğun formülünde beklenti vardır. Bir kişiden ya da bir döngüden bekledikleriniz ne kadar fazla ise hayal kırıklığı yaşamak da o kadar mümkündür.
Mutluluğun formülünde beklenti vardır. Bir kişiden ya da bir döngüden bekledikleriniz ne kadar fazla ise hayal kırıklığı yaşamak da o kadar mümkündür. Ne beklediğimiz ile neyi hissettiğimiz arasında paralellik bulunur. Bir insan sevgilisinden çok şey beklerse; çok düşünülmek, çok merak edilmek, çok el üstünde tutulmak gibi beklentisini yüksek tuttuğundan mutluluk duygusunu da tehlikeye atmış olacaktır. Elimdeki bir bardak çaydan ne beklediğim ile çaydan aldığım tat arasında uçurum olmamalıdır. Beklentilerimiz hayata dair yüksek olursa ve bu beklentiler boşa çıkarsa ruhsal kaygılar, endişeler ve hastalıklar baş gösterebilir.
Boşanmalar da çoğunlukla bu sebepledir. Kişi evliliğin bir sorumluluk olduğunu unutup evliliğe dair yüksek beklentiler yüklediğinde mutsuz olabilir. Evlenince refaha ermek, evlenince zengin olmak, evlenince dünyayı gezmek, evlenerek ve evlendiği kişi sayesinde bir yerlere gelmek, evlenip pek çok çocuk yapmak, evlenip ... Ya da eşine aşırı beklenti yüklemek, çok sadık olması, çok güvenilir olması, asla hata yapmaması, asla yorulmaması, asla pes etmemesi, hiç kaybetmemesi, hep yükselişte olması, eşinin doğurgan olması, harika yemekler yapması, hep güzel olup misler gibi kokması, her daim pozitif enerji ile güler yüzlü olması gibi. Bir kadın ya da bir erkek eşine olan beklentilerini gözden geçirmezse ve her insanın mevsimler gibi değişebileceğini de ihtimal dahilinde değerlendirmezse hem önlem alamaz hem de hayal kırıklığına uğrar.
İlişkilerdeki mutluluk ve mantıklı ilerleyiş beklentileri gözden geçirmek ile mümkün olabilir. Hiç mi beklentimiz olmasın? Olsun ama beklentilerimiz karşılanmadığında kurumuş çiçekler gibi sararır solarız. Hayal kırıklığı insanı içten içe yıkar, çürütür ve ruhunun bütün kemiklerini kırar. Küsen bir kalp ile kaygılı bakan gözler kalır geriye.
Hayat bir yolculuktur. Bu yoluculukta karşımıza her şey çıkabilir. Virüs, pandemi, deprem, sel, göç, işsizlik, aldatmalar, boşanmalar, depresyonlar, iflas, anlaşmazlıklar, bozulan ortaklıklar, miras kavgaları...
Ne yapmalıyız?
- Gerçekçi olmayı bırakamayız. Hayat masal kitabı değildir. Her ihtimali de düşünmeliyiz.
- Mantık ve duygular birlikte hareket etmeli aklımızı devreden çıkarıp sadece duygularımızla hareket edemeyiz.
- Bazen kendimizden çıkıp bir başkası gibi düşünmeye çalışmalı, kendimizi bir yabancı gibi eleştirmeliyiz.
- Karşımızdaki kişilerden üstün beklentilerimiz varsa bu beklentileri bırakmalıyız.
- Hayata dair büyük beklentiler içindeysek bu beklentileri sorgulamalıyız.
- Beklentileriniz karşılanmadıysa ve hayal kırıklığına uğramışsanız bunu da bir tecrübe olarak kâr sayın ve intikam pesinde olmayın. Kendinize yönelin ve aynı hatayı yapmamaya çalışın.
- İnsanlar zor ve karmaşık varlıklardır, hiç kimse vazgeçilmez değildir ve hiç kimse yüzde yüz güvenilir değildir, kedinize karşı kendiniz bile...Bu düşünceyi de ilişkiler ekseninde bilincinizin bir köşesinde bulundurun.
- Umutlarınızı terk etmeyin, güzel duygularınız hep olsun; ama bir kişiye ya da bir olguya olması gerekenin üzerinde beklentiyle yüzde yüz bağlanmayın.