Kerimoğlu Evi Yeniden Canlanıyor

Türkülere konu olan, ağıtların yakıldığı Kerimoğlu Eyüp Efe’nin Yerkesik Mahallesinde vurulduğu ev, Menteşe Belediyesi tarafından yeniden hayat buluyor. 2008 yılında restorasyonu yapılan ve ziyaretçi akınına uğrayan Kerimoğlu Eyüp Efe evi, Menteşe Belediyesi tarafından işletilecek.

Kerimoğlu Evi Yeniden Canlanıyor
Kerimoğlu Evi Yeniden Canlanıyor

Türkülere konu olan, ağıtların yakıldığı Kerimoğlu Eyüp Efe’nin Yerkesik Mahallesinde vurulduğu ev, Menteşe Belediyesi tarafından yeniden hayat buluyor. 2008 yılında restorasyonu yapılan ve ziyaretçi akınına uğrayan Kerimoğlu Eyüp Efe evi, Menteşe Belediyesi tarafından işletilecek.

Menteşe Belediye Başkanı Bahattin Gümüş, yenilenen ve hizmete açılan Kerimoğlu evi hakkında yaptığı açıklamada, “Kerimoğlu Eyüp Efe evinin kültürel miraslarımız içinde yeri çok önemli. Bilindiği gibi burası, dönemin Muğla Valisi Temel Koçaklar’ın desteği ve Mimar Ertuğrul Aladağ’ın restorasyon projesi ile yöresel malzemeler kullanılıp yine yöresel ustaların çalışmasıyla, aslına uygun olarak restore edilmiş tarihi bir ev. 2014 yılından itibaren mülki idaresi belediyemize geçen Kerimoğlu Eyüp Efe evi bugüne kadar belediyemiz tarafından ihale usulü ile kiralanıp işletiliyordu. Fakat son yıllarda gerekli ilginin gösterilmeyip, arzu ettiğimiz şekilde işletilmediğini gördük. Bu nedenle ihaleye vermek yerine, belediye olarak kendimiz işletmeye karar verdik. Ekiplerimiz Kerimoğlu Eyüp Efe evini aslına uygun bir şekilde yenileyip, gerekli tadilat çalışmalarını yaptı. Bahçe düzenlemelerini, evin ve evdeki orijinal eşyaların temizlenmesini, gerekli bakımlarını yaptı. Kerimoğlu Eyüp Efe evini Menteşe Belediyesi olarak artık biz işleteceğiz. Çünkü burası kültürel miraslarımız içinde önemli bir yerde bulunuyor. Buraya sadece bir işletme gözüyle bakamayız. Türkiye’nin çeşitli illerinden Kerimoğlu Eyüp Efe’nin vurulduğu evi görmek için her yıl birçok ziyaretçi geliyor. Kent kültürü ve folkloruna mal olmuş Kerimoğlu Eyüp Efe’nin vurulduğu evdeki eşyalar, ziyarete gelen tatilcilerin büyük ilgisini çekiyor. Bu kapıdan içeri girdiklerinde Kerimoğlu Türküsü eşliğinde adeta 100 yıl öncesine yolculuk yapıyorlar. Bu nedenle Kerimoğlu Eyüp Efe Evi bizim için önemli bir değer. Biz bu değerimize sahip çıkmaya, kültürel miraslarımız içinde önemli bir yerde bulunan bu evi korumaya ve gelecek kuşaklara aktarmaya devam edeceğiz.” dedi.

Türkü’nün hikayesi

1900 yılında Maşat denilen yerde, bir düğün kurulur. Düğünde Hüseyin'in yakın arkadaşı Kavaklar'ın Kocaoğlan, Eyüp'ün oyununu sarhoş kafayla bozar. Eyüp, bunun hakaret olduğunu bilmesine rağmen, Kocaoğlan'ın ağabeyinin yakın arkadaş olmasından ses etmez. Ancak Kocaoğlan, gider İzzet Ağa'nın masasına oturur ve onlarla eğlenmeye başlar. Eyüp buna dayanamaz ve elindeki tek atımlık tabancayla, Muhtar İzzet’in üstüne yürür. Kargaşa sırasında İzzet yaralanır ve Eyüp de kaçar. Dere içine girince, Gosmel adında köylüsü tarafından yakalanır. Dövüle dövüle geri getirilir. Eyüp'ün anası Hatça Kadın, olayı duyup düğün meydanına koşar ve oğlunu kurtarır. Ertesi gün Muhtarı vurduğu için, kolcular tarafından arandığı haberi gelir. Yaralı haliyle mavzeri alır ve dağa kaçar. Ardından gelen takipçilerle çatışmaya girer. Bir asker öldürmüştür artık.

Olaylar gelişir, genişler. Bu arada Çakallar(Yerkesik-Menteşe Mahallesi) mevkiinde yaşayan İbiş İbramın güzel torunu San Sultan'ı, bir düğün sırasında görür ve ona âşık olur. Onunla bir süre sonra tanışır ve sever. Eyüp'ü yakalamak için devriyeler, bölükler sevkedilir. Birkaç kez çatışma yaşanır ve bu çatışmalar sırasında da bir asker daha ölür. Eyüp'ü dağlarda koruyan Ağabeyi Hüseyin Efe ve arkadaşlarıdır. Hüseyin, kardeşini önce Bodrum'daki akrabalarının yanına kaçırır sonra da, İstanköy'e götürür. Ancak Eyüp, Sarı Sultan'a olan aşkı yüzünden, uzun süre orada kalmaz. Geri, kendi dağlarına döner. Sarı Sultan ile buluşmaları sıklaşır. İbiş İbram durumu anlayınca, torununu uyarır. Sultan'ın da Eyüp’ü sevdiğini öğrenir. Bu işin sonunu hayırlı görmez ve Eyüp'ü ihbar eder. Sarı Sultanlı da, Yerkesikli ...........'in Küçük Mehmet'e verir.  1901 yılının güz aylarında, Ağabeyi Hüseyin Efe, Kocaoğlan ve Eyüp, Sarı Sultan’ı dedesinden istemek, vermezse de kaçırmak için giderler. İbiş İbram, gelenlerin durumundan korkar. "Torunu Sultan'ı vereceğini" söyler. Konuklarını evinde misafir eder. Kız kardeşinin, oğluyla da, Yerkesik'te, Eyüp’ü yakalamak için konuşlandırılmış askerlere çoktan haber vermiştir. Ev, Kör Arap lakaplı İsmail Çavuş ve askerleri tarafından sarılır. Sabaha doğru Eyüp'ün yattığı yer kurşunlanarak uykusunda öldürülür. Öldürüldüğünde henüz 19 yaşındadır. Ağabeyi Hüseyin ve Kocaoğlan, yaralı olarak tutuklanır. Eyüp’ün yakınlarına ölüsü verilmez, öldürüldüğü bu yerin o dönemki mezarlığına gömülür.

Eyüp zeybeğin çok genç yaşta öldürülmesi nedeniyle, anası Hatça Kadın ve sevgilisi Sarı Sultan tarafından ağıtlar yakılmıştır... Ağıtlar, zamanla türkünün sözlerine kaynaklık etmiştir. Türkü ilk kez Koca Aşa adlı çalgıcı bir kadın tarafından söylenmiştir. Daha sonraki yıllarda Pisili Kemancı Tahir usta tarafından, düğünlerde zeybek havası olarak ve oyun havası olarak günümüze kadar aktarılmıştır. Bugün hala, bölgenin en çok sevilen zeybek havasıdır.

 

Kerimoğlu Zeybeği

Haydaman da Haydaman

Karadağların sandalı da sandalı

Vurulmuş da kanıyor

Kerimoğlu’nun her yanı da her yanı

***

Öf aman da öf aman

Eyüp Efe’m gitti gitti bulunmaz

Elleme Kör Arab’ım elleme

Uykularda adam vurulmaz

 ***

Haydülen de haydülen

Şu dağlarda geyik kalmadı

Oynülen de Kör Arab’ım sen oyna

Senden başka yiğit (!) kalmadı