Bodrum Yarımadası’nın güneybatısında yer alan Akyarlar Mahallesi, bugün sakin bir tatil beldesi olarak bilinse de, kökenleri antik dönemlere kadar uzanan zengin bir geçmişe sahip. Bu küçük yerleşim, Ege Denizi’nin kıyısında, stratejik konumu ve doğal güzellikleriyle tarih boyunca farklı medeniyetlerin ilgisini çekmiş bir bölge.
Antik Dönem: Arhialla’dan Akyarlar’a
Akyarlar’ın tarihi, antik dönemde “Arhialla” ya da “Arhialla Limanı” olarak anılan bir yerleşimle başlıyor. Bu isim, bölgenin antik Karia coğrafyası içindeki konumuna işaret ediyor. Karia, Anadolu’nun güneybatısında yer alan ve M.Ö. 11. yüzyıldan itibaren kendi kültürünü geliştiren bir medeniyetti. Akyarlar, bu dönemde küçük bir balıkçı köyü ve liman olarak işlev görüyordu. Bodrum’un antik adı olan Halikarnassos’a yaklaşık 20 kilometre mesafede bulunan Arhialla, büyük olasılıkla Halikarnassos’un balıkçılık ve ticaret faaliyetlerini destekleyen bir uç noktasıydı.
Arhialla’nın stratejik önemi, Yunanistan’ın Kos Adası’na (antik adıyla İstanköy) olan yakınlığından kaynaklanıyordu. Kos, antik dönemde önemli bir ticaret ve kültür merkeziydi ve Akyarlar’ın bulunduğu koy, bu ada ile Anadolu arasındaki deniz trafiğinde bir ara durak olarak kullanılıyordu. Arkeolojik bulgular sınırlı olsa da, bölgedeki bazı kalıntılar ve denizden çıkarılan amforalar, Akyarlar’ın antik çağda aktif bir balıkçılık ve denizcilik merkezi olduğunu düşündürüyor.
Bizans ve Orta Çağ Dönemi
Roma İmparatorluğu’nun çöküşüyle birlikte bölge, Bizans egemenliğine geçti. Akyarlar’ın bu dönemde bir liman köyü olarak varlığını sürdürdüğü tahmin ediliyor. Ancak, Bizans kayıtlarında Akyarlar’a dair net bir bilgi bulunmamakla birlikte, Bodrum Yarımadası’nın geneli gibi burası da korsan saldırılarından nasibini almış olabilir. Kos Adası’nın karşısında yer alması, Akyarlar’ı hem bir savunma noktası hem de korsanlar için cazip bir hedef haline getirmiş olabilir.
Orta Çağ’da, Anadolu’nun batı kıyıları Türk beyliklerinin kontrolüne geçmeye başladı. 14. yüzyılda Mentese Beyliği’nin bölgedeki hakimiyeti, Akyarlar’ın da Türk kültürüyle tanışmasını sağladı. Ancak, bu dönemde Akyarlar hala küçük bir balıkçı topluluğu olarak kalmış ve stratejik bir üs olmaktan ziyade, yerel halkın geçim kaynağı olan balıkçılığa dayalı bir yaşam sürmüştü.
Osmanlı Dönemi ve Balıkçılık Kültürü
Osmanlı İmparatorluğu’nun 15. yüzyılda Bodrum’u ele geçirmesiyle birlikte, Akyarlar da bu geniş devletin bir parçası haline geldi. Osmanlı döneminde bölge, “Karabağ” köyüne bağlı bir mahalle olarak anılıyordu. Balıkçılık, Akyarlar’ın temel geçim kaynağı olmaya devam etti. Denizden sağlanan balık ve diğer deniz ürünleri, hem yerel halkın beslenmesinde hem de Bodrum pazarlarında önemli bir rol oynadı.
Bu dönemde, Akyarlar’ın Kos Adası ile olan ilişkileri de dikkat çekiyor. Osmanlı ile Yunan adaları arasında zaman zaman gerginlikler yaşansa da, günlük yaşamda balıkçılar ve tüccarlar arasında bir etkileşim olduğu biliniyor. Akyarlar’ın sakin koyu, küçük teknelerin sığındığı bir liman işlevi görüyordu.
Cumhuriyet Dönemi ve Modernleşme
Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulmasıyla birlikte, Akyarlar’ın idari yapısı da değişim geçirdi. 1946 yılında, Karabağ köyüne bağlı Mandıra, Aspat, Kemer ve Kefaluka mahallelerinin birleşmesiyle Akyarlar bağımsız bir köy statüsü kazandı. Adının “Akyarlar” olarak belirlenmesi, bölgenin berrak sularına ve beyaz kumlu sahillerine bir gönderme olarak yorumlanabilir. “Ak” kelimesi, Türkçede temizlik ve berraklık anlamı taşır; bu da Akyarlar’ın doğal güzelliklerini yansıtan bir isim tercihi olduğunu gösteriyor.
20. yüzyılın ortalarına kadar Akyarlar, ağırlıklı olarak balıkçılık ve küçük çaplı tarımla geçinen bir köydü. Zeytincilik ve narenciye üretimi, balıkçılığın yanı sıra halkın ekonomisinde önemli bir yer tutuyordu. Ancak, 1970’lerden itibaren Türkiye’de turizmin yükselişe geçmesiyle birlikte, Bodrum Yarımadası genelinde olduğu gibi Akyarlar da bu dalgadan etkilendi.
Turizmin Yükselişi ve Günümüz
1980’ler ve 1990’lar, Akyarlar’ın dönüşüm yılları oldu. Bodrum’un turistik bir cazibe merkezi haline gelmesiyle birlikte, Akyarlar da yavaş yavaş keşfedilmeye başladı. Ancak, Bodrum merkez, Turgutreis veya Gümbet gibi bölgelerin aksine, Akyarlar büyük otellerle dolup taşmadı. Bunun yerine, mahalle sakin bir tatil beldesi kimliğini koruyarak butik pansiyonlar, yazlık evler ve küçük ölçekli tesislerle gelişimini sürdürdü.
2012 yılında, Türkiye’deki idari düzenlemeler kapsamında köy statüsünden mahalle statüsüne geçen Akyarlar, Bodrum’un bir mahallesi olarak resmiyet kazandı. Günümüzde, antik Arhialla’dan miras kalan balıkçılık geleneği, modern turizmle birleşmiş durumda. Sahildeki balık restoranları, hem yerel halkın hem de turistlerin ilgisini çekiyor. Ayrıca, rüzgar sörfü gibi su sporlarının popülerleşmesi, Akyarlar’ı genç ve maceraperest turistler için de çekici bir destinasyon haline getirdi.
Tarihten Kalan İzler
Akyarlar’da antik döneme ait gözle görülür büyük kalıntılar olmasa da, çevresindeki Aspat Kalesi gibi yapılar, bölgenin tarihine ışık tutuyor. Aspat, Osmanlı döneminde de bir gözetleme noktası olarak kullanılmıştı ve Akyarlar’a yakınlığı nedeniyle mahallenin geçmişteki stratejik önemini destekliyor. Ayrıca, denizden çıkarılan bazı eserler, Akyarlar’ın antik dönemde bir liman olarak işlev gördüğünü kanıtlar nitelikte.
Sonuç
Akyarlar Mahallesi’nin tarihi, antik Karia’dan Osmanlı’ya, balıkçı köyünden turizm beldesine uzanan bir yolculuğu yansıtıyor. Arhialla adıyla başlayan bu serüven, Ege’nin berrak sularında sakin bir liman olarak şekillenmiş ve günümüzde huzurlu bir tatil destinasyonu olarak varlığını sürdürmüştür. Akyarlar, geçmişiyle barışık, doğasıyla büyüleyen bir yer olarak, hem tarih meraklılarını hem de doğa severleri kendine çekmeye devam ediyor.