Ben Demedim Mi?
“Ben demedim mi?” diyen insanlar bu sıralar çok konuşuyor değil mi?
UMUT ET
“Ben demedim mi?” diyen insanlar bu sıralar çok konuşuyor değil mi? Felaket senaryoları yazıyorlar, on tane, yirmi tane yetmedi gönder gelsin… Yaşanan her olumsuzlukta bu insanlar “Ben dememiş miydim?” diyorlar. Size de öyle geliyor mu bazı insanlar olumuz gelişmelere seviniyor gibi. “2020 yılı, 2021 yılının fragmanı olacak ve 2021 daha kötü geçecek.” diyenler var. Her yerde aşıyı hunharca kötüleyenler var. Bu da bir önyargı ve kapalı görüşlülük değil mi? Bunu da çok normalmiş gibi yüzünde bir mutlulukla anlatanlar var. “Bu dünya batsın siz de ölün!” der gibi tövbe estağfurullah.
Ben her şeye rağmen üreten, çözüm önerileri sunan, çabalayan ve hala umutları olan insanların tarafında olmak istiyorum.
Güzellikleri göremezsen onlar da küser gider. Bordum su altı tarihine ışık tutan sergi bir umuttur, bu mükemmel sergiyi alkışlamalıyız, temiz bir nefes projesi bir umuttur, Menteşe’de en düşük maaşın 3200 lira olması güzel bir umuttur, “Bir Ömür Bodrum” kitabı özel bir umuttur, Dost Patiler Eğitim ve Oyun Parkı ne insani bir umuttur, Milas zeytinyağı altın değerinde bir umuttur… Umutlarına sımsıkı sarıl.
Umutları ve hayata dair bir amacı olmayan insan yaşayamaz. Kendisi hiçbir şey üretmediği halde her şeyi başkalarından bekleyen insanlar da garip bir bulut üzerinde oturuyor. Bir bulut seçmiş kendine orada yaşıyor ve önüne gelen her şeyi kötülüyor ne garip.
Sürekli olumsuz şeyler düşünen ve olumsuz şeyleri konuşan insanlar, size sesleniyorum. Tamamen emin olmadığınız konuları kendi reklamınızı yapmak için kullanmayın. Zaten üzgünüz, yaralıyız bir de siz başlamayın. Siz ne ürettiniz? Sizin çözüm önerileriniz ne oldu? Ne katkı planlarınız var? Bunlardan haber verin. Hiçbir şey yapamıyorsanız insanları daha da karamsarlığa itmeyin. Bir şiir yazamıyorsanız, bir şarki söyleyemiyorsanız, bir latife gelmiyorsa aklınıza, bir tebessümü de çok görüyorsanız, bari üzerinizdeki depresyon battaniyesini biraz kaldırıp güneşe varsa yakınlarınızda denize yoksa gökyüzüne bakın ve umut edin.
Olanları konuşmayalım mı? konuşalım elbet! Evet, zamlar çok çabuk geldi, hemen belli oluyor özellikle de ucuz algısı oluşturan zincir marketlerden yılın ilk günleri ile birlikte ciddi zamlar peşi sıra geldi. Pek çok kurum anında zam yaptı. İnanılır gibi değil oysa asgari ücret zammı daha alıcının eline geçmemişti bile… Bazı işverenler de asgari ücrete gelen zammı bahane ederek çalıştırdığı personele dikti gözünü. Dilerim daha aydınlık olur.
On parmağında on marifet çalışan ve hiç durmadan üreten kadınlar da var mesela, sabah ayazında sıcacık yatağından çıkıp üreten üreticiler… Azimle uzaktan da olsa okuma yazma öğrenmeye çalışan birinci sınıflar, yoğun bakım odalarında canı pahasına emek veren hemşireler… daha çok var.
Eskiler derdi ki kötü söyleme, kötü gelmesin, kötüyü çağırma. Bir şeyi kırk defa söylersen olurmuş. Psikolojide buna kendini gerçekleştiren kehanet diyorlar. Her şeyi başkalarından bekleyen ve hiçbir şey üretmeyen insanlardan olmayalım. Yapıcı olmak ve güzelce ifade etmek yakışır insana.
Ülke senin ülken, ülke bizim ülkemiz. 2020 kötü geçmiş olabilir insan çalışırsa, insan üretirse, insan emek verirse, insan umut ederse 2021 güzel geçebilir. Neden olmasın?
Öyle diyor Peygamber efendimiz Hz. Muhammed “Ya hayır söyle ya da sus.”
Yarını bırakma, çocuklara umut ver, kedileri koru, köpekleri sev, ya hayır söyle ya da sus.
Herkes kendi cephesinden bakıyor resme ve herkesin haklı yanları da var. Bu hastalık ve bu virüsler insanların elinde olan bir şey değil ki… Umut etmek ve mantıklı düşünerek hareket etmek gerekiyor. Ülkemizin tek sorunu virüs de değil depremler, seller, baş belası terör olayları, dış siyasi hareketlilikler, asayiş, hırsızlıklar, yolsuzluklar… Kolay mı? Kolay değil. Hiçbir şey kolay değil. Öyle oturduğun yerden elinde televizyon kumandası ile söylenmekle olmuyor. Empati yapmak lazım eleştirirken. Daha iyisini yapabiliyor musun? Daha maske takma sorumluluğunu yerine getiremeyen bencil insanlar var, bunlar bir de kalkıp tıp hakkında yorum yapabiliyor. Bir de adı soyadı saklı sanal yorumcular var, klavye delikanlıları denilen grup, madem bir düşüncen var adın ve soyadınla belirtirsin bunu eğer ciddiysen. Öyle saklı gizli olmuyor bu işler.