Milas’ta 16. Karya Kurultayı Yapıldı

Karya’nın ilk başkenti Milas’ta her yıl düzenlenmekte olan “Karia, Karialılar ve Mylasa sempozyumu” 5 – 6 Eylül Cuma Cumartesi günleri yapıldı.

Milas’ta 16. Karya Kurultayı Yapıldı

Karya’nın ilk başkenti Milas’ta her yıl düzenlenmekte olan “Karia, Karialılar ve Mylasa sempozyumu” 5 – 6 Eylül Cuma Cumartesi günleri yapıldı.

Ana konu bugünkü Muğla, Aydın ve Denizli illerini kapsayan Karia bölgesinde Kentleşme, Kentlerde ve Kırsalda Yaşam idi. Amaç günümüz şehirlerinin hızlı kentleşme süreçleri içinde kimliklerini kaybetmesine dikkat çekmekti.

İki sunumda kırsalda  geçmişten günümüze şehircilik ve yaşam ele alındı. Köylerden kentlere göçle kırsal alandaki yapıların yıkılmaya, yok olmaya terkedildiğine dikkat çekildi. Diğer sunumlarda kentlerde mimarlık sanatı  ve diğer alanlardaki yeni bilgi ve bulgular anlatıldı.

TARİH YOK EDİLİYOR

Tarihi eserleri korumadaki zorluklara dikkat çekildi. Bu konuda sunum yapan İzmir – Phokia Antik Kenti Eski Kazı Başkanı Prof. Dr. Ömer Özyiğit oldukça dertliydi. “Günümüzde mevcut arkeolojik sit alanlarımızı bile rantın baskısıyla koruyamaz duruma düşmüş bulunuyoruz” diyordu.

Sayın Özyiğit 1. Derece Arkeolojik Sit Alanlarında Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Yüksek Kurulu’nun 658 sayılı ilke kararına dikkat çekiyor. Bu karara göre, “I. Derece Arkeolojik Sit: Korumaya yönelik bilimsel çalışmalar dışında aynen korunacak sit alanlarıdır”. Özyiğit devam ediyor:  “658 sayılı ilke kararı gereği kesin yapılaşma yasağı varken bu alanlarda yapılaşma başvurusu ile 3. Derece Arkeolojik sit alanlarında olduğu gibi, müze kazıları yapılmakta sonra da yapı kararları alınmağa başlamış bulunmaktadır. Tüm bu işlemler 658 sayılı ilke kararına aykırı olan 37 sayılı ilke kararı ile gerçekleşmektedir”. (1)

37 sayılı ilke kararında özellikle şu bölüm dikkat çekiyor: “Bu kültür varlıkları özel mülkiyette ise kamu mülkiyetine geçirilmesinin sağlanmasına, kamu mülkiyetine geçirilemiyorsa tüm giderleri mülk sahibince karşılanmak üzere öncelikle bilimsel kazısı, korunması (projelendirme ve uygulama) ve yerinde teşhirinin sağlanmasına, (Değ: 18/09/2014 tarih ve 340 sayılı İlke Kararı) ancak kamuya açık sergilenmesine yönelik düzenlemeler asıl amaç olmak üzere mülk sahibinin bu alanda yapmak istediği uygulamalara Bakanlığın izni ve koruma bölge kurulunun uygun göreceği projeler kapsamında kültür varlıklarına zarar vermemek ve koruma kuramına aykırı olmamak koşuluyla izin verilebileceğine, izin kapsamında projeler üretilmeden önce, ilgili parsellerin proje alanı kapsamında plan tadilatının yaptırılmasının istenmesine,”

Milas ya da başka yerlerde, cadde ve sokaklarda bir bölümünün üstü cam ile örtülmüş üstüne bina çıkılmış sit alanları görmüşsünüzdür. Prof. Dr. Ömer Özyiğit birçok örnek gösterdi. Tarihi kalıntıların üstüne adam koskoca apartman dikmiş, hatta otel dikmiş. Milas’ta örneğin Esentepe’de kafeterya dikmiş. İyi ama bunlar kibrit kutusu gibi camın üstüne konmuyor. Temel yapılması ya da beton direkler dikilmesi gerekiyor. Ondan sonra o tarihi binanın korunduğu söylenebilir mi? Ömer Hoca yerden göğe kadar haklı. O tarihi eserin ruhuna fatiha!

Prof. Dr. Ömer Özyiğit 2. Derece sit alanlarına ilişkin olarak, o parsellerde korunmaya değer tarihi eser bulunması gerektiğine dikkat çekiyor. Hiçbir tarihi eser bulunmayan yerlerin ilginç bulunarak dışardan birkaç resim çekilerek tescillenmelerinin yanlış olduğunu, mağduriyete yol açtığını belirtiyor.

YOĞUN İZLENCE (PROGRAM)

Etkinlikte Türkiye ve yurtdışından uzmanlar 27 sunum yaptılar. Yoğun izlencede sunumlar yalnız Karyalıları değil; o bölgede en eski dönemlerden günümüze Karyalılar, Lelegler, Lidyalılar, Luviler, Hititler, Persler, Helenler, Grekler, Romalılar, Bizanslılar, Menteşeoğulları, Aydınoğulları, Osmanlılar ve Türkiye Cumhuriyeti arasındaki ve değişik alanlardaki ilişkiler, etkileşim, özellikler, benzerlikler, sentezler gözler önüne serildi. Bölgede çalışan kazı başkanlarımız, profesörlerimiz, uzmanlarımız çalışmalarını anlattılar.

Daha neler neler... Bir hocamız testileri anlattı örneğin. Bir başkası Karya bölgesinde çeşitli dönemlerde yazılmış şiirleri, kimi çizilmiş resimleri gösterdi, kimi heykelleri, hatta heykellerin hangi cins mermerlerden yapıldığını anlatan hocamız da vardı. Hatta ve hatta halkın oynadığı ve bugün de oynanan oyunları... Kuşkusuz onca şeyi buraya aktarmak olanaksız.

AMA OLANAKLAR YARATILMALI

Bu toplantılardaki sunumların özetleri Türkçe ve İngilizce olarak bir araya getiriliyor. Gönül ister ki Milas’ı hem ulusal hem uluslararası alanda tanıtan bu önemli kurultaylar tüm dünyaya daha güzel tanıtılsın, bildiriler en azından Türkçe ve İngilizce olarak kamuoyuna sunulsun. Olanaklar elverdiğince başka dillere de çevrilsin.

Ah o olanaklar!..

Bu çalışmaların tüm yükü Gazeteci Milas ve Karya aşığı Olcay Akdeniz’in omuzlarında. Bir bakıyorum, buz dolabına su şişeleri dolduruyor, bir bakıyorum afiş asıyor, plaket veriyor, konuşma yapıyor, fotoğraf  çekiyor... Açıklamasında şöyle yazmış: “YİNE DOPDOLU BİR PROGRAM, BOŞ BİR BÜTÇE VE KOCAMAN BİR CESARETLE YOLA ÇIKTIK!”

Bir de isimsiz kahramanımız var: ÜNAL GÖKMEN

Bu etkinlikleri her yıl büyük bir sabırla, sessiz, sakin, iki gün boyunca videoya alıyor. Ölümsüzleştiriyor. Hiç yorgunluk bıkkınlık belirtisi göstermiyor.

Tüm emeği geçenler başardılar. Hepsini kutlarım.

Gözlerim Milas ve Muğla büyükşehir belediye başkanlarını, Milas kaymakamı ve Muğla Valisini, Kültür kurum ve kuruluşlarının temsilcilerini aradı.

Umarım gelecek yıllarda onlar da bu önemli etkinliğe katılırlar ve elden gelen desteği verirler.

Açılış yapmaya gelen ve bu etkinliklere desteklerini esirgemeyen Milas Ticaret Odası’nı ve destekleyen diğer kurum ve kuruluşları kutlarım.

ÖNERİLER

Özetlerin sunulduğu yıllığın yanısıra tüm bildirilerin yer aldığı Türkçe İngilizce bir kitap hazırlanmalıdır. Ya da daha ucuz bir seçenek olarak, bir internet sayfası düzenlenerek 16 yılın sunumları yazılı ve görsel olarak Dünya kamuoyunun ilgi ve bilgisine sunulmalıdır.

Milas Kültür Evi bitmek üzeredir. Daha geniş katılımlı toplantıların yapılabileceği ses ve görüş düzeni daha iyi bir salon da umarız bu tür toplantılara açılır.

İsveçliler tek başlarına önemli işler başaranlara ateş gibi adam derler. Gördüğüm kadarıyla Olcay Akdeniz’de öyle ama bu işler ekip işidir. Bana kalırsa kendisi gibi birkaç kişi daha gerekiyor. Harcamalar için para bulacak bir kişi, basınla gazetecilerle ilgilenecek, onlara, bilgi, malzeme verecek, isteyenlere söyleşiler ayarlayacak vb.

GELECEK YILIN KONUSU

Toplantı bitiminde gelecek yılın konusu üzerine küçük bir fikir alışverişi yapıldı. “Karya ve Savunma-Kaleler-Kuleler-Surlar”, “Karya ve Su” vb.

Bakalım bilgelerimiz ne karar verecekler...

Gelecek yıl görüşmek dileğiyle.

 

(1)   https://teftis.ktb.gov.tr/yazdir?71A0CA146077058A3DFCD90DF1341B4A