Aras, Ortaca’da İktidara Yüklendi: “İktidarın Söylemleri Avrupalı Turisti Korkutuyor”
Aras, Dalyan Mahallesi Kültür ve Sanat Merkezi’nde tekneciler ve otelcilerle buluştu. Buluşmada iktidarın diplomatik söylemlerini eleştiren Aras, “Her gün ey Almanya, ey Fransa diye başımızda bağıran çağıran birileri var. Bu söylemler turizmi olumsuz etkiliyor. Bu kadar insan ekmek yiyor bu işlerden, ayıptır” dedi
CHP Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı adayı Ahmet Aras, seçim çalışmalarını Ortaca’da sürdürdü.
Aras, Dalyan Mahallesi Kültür ve Sanat Merkezi’nde tekneciler ve otelcilerle buluştu. Buluşmada iktidarın diplomatik söylemlerini eleştiren Aras, “Her gün ey Almanya, ey Fransa diye başımızda bağıran çağıran birileri var. Bu söylemler turizmi olumsuz etkiliyor. Bu kadar insan ekmek yiyor bu işlerden, ayıptır” dedi
CHP Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı adayı ve Bodrum Belediye Başkanı Ahmet Aras, Dalyan’da tekneciler ve otelcilerle bir araya geldi. Dalyan Mahallesi Kültür ve Sanat Merkezi’nde tekneciler ve otelcilerin sorunlarını dinleyen Aras, konuşmasında sık sık iktidarın politikalarını eleştirdi. Buluşmada Aras’a CHP Ortaca Belediye Başkan Adayı Evren Tezcan eşlik etti.
“İKTİDAR YETKİLERİMİZİ TIRPANLAMAYA ÇALIŞIYOR”
Merkezi yönetimin yetkileri tek elde toplaması üzerinden iktidarı eleştiren Aras, iktidarın muhalefet belediyelerinin yetkilerini tırpanlamak istediğini söyledi. Aras, konuşmasında ayrıca Muğla’yı ve tekneci esnafını korumaya yönelik çalışmalar yürüteceklerini vurguladı. Aras, “Yerel yönetim belediye, devletin mütemmim cüzüdür, ayıramazsın. Bakanlık neyse, cumhurbaşkanlığı neyse belediye de odur. İster muhalefet olsun, ister iktidar belediyesi olsun birbirinden ayıramazsın. Çünkü devlet yönetimi bir bütündür. O yüzden bütün bu türlü hizmetlerin büyükşehir belediyelerine yetkili olarak vermişsin zaten. Kıyı, trafiği, deniz trafiği, kıyı tesislerinin, işletmesini yetkisini vermişsin. Bodrum Limanı'nı büyükşehir işletir. Fethiye limanını, büyükşehir işletir. Bütün bağlama yerlerinin birçoğunu. Barınaklar dışında, balıkçı barınağı Tarım Bakanlığına bağlıdır. Ama diğerlerinin hepsini büyükşehir işletir. Özellikle muhalefet belediyelerinin olduğu yerlerde gidiyorlar oralara veriyorlar. Büyükşehirin elindeki yetkileri sırf tırpanlamak için. Ben yetkiyi alıp ondan sonra gerekeni yapacağım. Köyceğiz Gölü ve Dalyan kanallarında çalışacak taşıma araçları yönetmeliği. Valilikte bir komisyon var. Bu komisyon karar veriyor buradaki trafiğin düzenlenmesinde veya burada yapılacak olan müdahalelere. Şimdi ben bu komisyonda da zaten gerekeni söyleyeceğim. Bizim birinci anlayışımız öncelikle Muğla'nın bütünüyle, Dalyan'ında, Bodrum'un da, Fethiye’nin de Göcek'in de, Hisarönü'nde her yeri korunması noktasındadır. Tabii ki gelişme olacak. Ama korunarak bir şeyler yapılabilir. Ve dünyanın her yerinde bu iş böyle yapılıyor. Düzensizlik, disiplinsizlik hiç iyi bir şey değil. Teknelerin nereye çekildiği belli değil. Teknelerin nereye bağlandığı, atık suyunu nereye bırakıldığı belli değil. Bu sadece burada değil. Bütün bin 480 kilometrede, Muğla’nın kıyılarında şu anda bizim yaşadığımız problem bu. O yüzden biz büyükşehir olarak ciddi bir sistem kuracağız. Bölgesel olarak hem korumak hem de aynı zamanda esnafın işinin de devamı açısından, ticaret çünkü ekmek kavgası, ekmek davası. Bu arkadaşlar sermayedar değil. Bunlar rantiyeci değil. Bu arkadaşlarımız yatırımcı değil. Onlar aldığı küçük tekneyle evini geçindiren çocuğunu okutan insanlar. Onların da haklarını koruyarak doğamızı da koruyarak çözüm bulabiliriz. Yeter ki şu yetkileri yerellere versinler. Yerinden yönetim ilkesini bir an önce bir çalıştıralım, işletelim. Yetkileri toplamışlar tepeye, özelleştir, oraya ver, olmadı başkasına ver. Yani öyle bir sistem yok. Bir Nisan'dan sonra artık dört yıl seçim de yok. Artık herhalde ellerini vicdanlarını koyarlar bu sorunların çözümü için bize yol verirler. Çünkü başka şansları yok. Yoksa kırmızı kartı göstereceğiz onlara” diye konuştu.
“MUĞLA’NIN MENFAATİ İÇİN AYNI MASAYA OTURMAK ZORUNDAYIZ”
Muğla’nın sorunlarının çözümü noktasında merkezi hükümetle ilişkilerini geliştireceklerini dile getiren Aras, Muğla’nın menfaati için herkesle masaya oturacaklarını söyledi. Aras, “Belediye kendi habitatında koruma, gelişme, turizm, ulaşım, ticari her şeyi ayarlayabilir. Ama ne oldu? Yetkileri aldılar hizmet alanları bağladılar. Tamamen yerel yönetimi ortadan kaldırmak için ve bunu siyasi sebeplerle yaptılar. Yani kırsalı da kentlerle birleştirip şehirleri büyükşehir belediyesi sınırlarını il sınırı yapıp belki o belediyeyi Ak Parti belediyesi yaparız diye yaptılar. Bu da bir gerçek. Bunları bir tarafa bırakıyoruz. Biz çözümü nasıl yaparız ona bakıyoruz. Seçimden hemen sonra hem Çevre Bakanlığı'yla hem gerekirse bütün ilçelerle, merkezi yönetimin bütün paydaşlarıyla masaya oturacağım. Ben kamu kurumlarında yıllarca görev yaptım. Devlette 29 yılım geçti. Turizmcilik yaptım, ticaret odasında çalıştım, Otelciler Derneği yönetiminde çalıştım, sivil toplum kuruluşlarında görev yaptım. Yerel yönetim tecrübemiz var. Zor bir dönemden geçtik. Yangını, salgını, depremi başımıza gelmeyen kalmadı. Ama bu tecrübeyle şu anda buradayız. Merkezi hükümet yerel yönetim ilişkilerini kuracağız, sorunları çözmek için üstüne gideceğiz. Hiçbir etkin kimliği, mezhepsel ayrımı gözetmeden herkesi kucaklamaya hazırız. Kimseyle ne rekabetim var ne alıp veremediğim var. O yüzden Muğla’nın menfaati söz konusuysa herkesi aynı masaya oturtmak zorundayız. İster yerel yönetim olsun, ister merkezi hükümetin taşradaki valisi, kaymakamı olsun hepsi sonuçta bu memleketin halkın ve menfaati için görev yapıyor. Onların hepsini oturtup ortak kararlar çıkarabileceğimizi ben düşünüyorum. Bunu yapabileceğiz çünkü geçmişten gelen böyle bir kültürüm var” ifadelerini kullandı.
“AVRUPALILAR TÜRKİYE’YE GELMEKTEN KORKUYOR”
İktidarın dış politika ve diplomaside ürettiği söylemlerin turizme zarar verdiğini söyleyen Aras, “Her gün ey Almanya, ey Fransa diye başımızda bağıran çağıran birileri var. Avrupalı turist bundan çekiniyor. Bu söylemler turizmi olumsuz etkiliyor. Bu kadar insan ekmek yiyor bu işlerden. Ayıptır. Avrupalılar Türkiye'ye gelmekten korkuyor. Esasen bizim rakiplerde sürekli bunu pompalıyorlar. Başta Yunanistan, İspanya, Mısır. Ama biz bu algıyı yıkabiliriz” diye konuştu.