Kara Vatan

“Türkiye'nin hangi noktasında ne olacağını şimdiden bilemeyiz. Cebimizde uçak, arazöz (bir çeşit yangın mücadele aracı) yok”

Kara Vatan

“Türkiye'nin hangi noktasında ne olacağını şimdiden bilemeyiz. Cebimizde uçak, arazöz (bir çeşit yangın mücadele aracı) yok”
                                                                       Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı

Ormanlar yanıyor birbiri ardına.

Ağaçlar, hayvanlar kömür oluyor. Dağlar kapkara...

Yeşili korumak için canlarımız ölüyor.

 İçimiz yanıyor, analar karalar bağlıyor.

Yeşil vatan kara vatana döndü.

Bakana göre nerede çıkacağı belli olmayan yangınlara karşı cepte uçak, araç yokmuş.

(İtibardan tasarruf olmaz, makam arabaları, uçakları, helikopterleri olmadan olmaz. Ya da Ankara Disneyland dinazorlarından vazgeçilmez, Diyanet’e milyarlar akıtmadan olmaz... Daha neler neler...)

Yani yangın, “ben filan yerde çıkacağım” demeliymiş.

Ama ormanlar zaten “burada beni yakacaklar” diye çığlıklar atıyor. Duyan yok. Kulaklar sağır.

Yıllardır haykırıyor; yeni değil!

Mangal yapılıyor, izmarit, şişe atılıyor, olur olmaz yere trafolar dikiliyor.

Bilerek yakılıyor, bilerek... “Ateşin O çocukları“ deniyor mesela... Neyin nesi bunlar? Başka kundakçılar?

Dahası...

Nerede otel dikilecek, neresi imara açılacak, nerede maden kazılacak, nerede yanan yerlerin temizlenmesinden, odunundan kömüründen para kazanılacak...

Oralar yanacak...

Yanacak ve yangın uçağı, yangın aracı olmayacak.

Olmaz tabii,

Herkes zaten bunu eleştiriyor:

Neden yok?

Vatan savunması için insansız uçaklar üretiliyor, binbir türlü silah üretiliyor.

Ne güzel...

AMA

İnsansız yangın uçaklarını, dronları neden geliştirmiyorsunuz, üretmiyorsunuz?

Yangın söndürme maddeleri içeren füzeler, roketler neden yapmıyorsunuz?

Yapay yağmur yöntemleri neden geliştirmiyorsunuz?

En önemlisi insanları neden eğitmiyorsunuz?

Cennetimiz cehenneme dönmesin” diyoruz.

En başta orman köylülerimize, olmak üzere tüm insanlarımıza ağaçlık bölgelerde, yangın çıkabilecek yerlerde yangına müdahale ve yangınla mücadele yollarını öğretip, gerekli araç gereç ve yangın giysilerini ve her türlü yangın donamını vermek; gözetleme kuleleri, su depoları inşa etmek gerekiyor.

Ama tam tersine bizim Muğla’da örneğin, köylüler bir torba dolusu yasayla köylerinden kovuluyor, köyleri taşınıyor.

Toprağın altından kömür çıkaracaklarmış. Altı kömür üstü kömür kapkara bir vatan

Hani yeşil vatan, hani mavi vatan?!.

Yapmayın! Bırakın! Köylü köyünün, ormanının yanında  efendi; yangının karşısında efe olsun.

Söke Kuşadası yolu kıyılarına kısa aralıklarla su damacanaları yerleştirildiğini gördüm.

Daha önce Bafa’da tünel civarına da koymuşlardı. (Şimdi yok!)

İşe yarar mı?

Bir yerden başlamak lazım.

Bu vatan BİZİM.

Kapkara vatanı yemyeşile döndürme görevi hepimizin.