2025-2026 Eğitim ve Öğretim Yılı Başlıyor: Çocuklarda Uyum Sürecine Dikkat

Yeni eğitim yılına hazırlıkta uyku düzeni, yeme alışkanlıkları, ebeveyn-çocuk ilişkisi ve akran dayanışması kritik rol oynuyor. Uzmanlar, ailelere süreci kolaylaştıracak öneriler sunuyor.

2025-2026 eğitim ve öğretim yılı başlarken, çocukların okula uyum süreci aileler için en önemli gündem maddelerinden biri haline geldi. Eğitim hayatının sunduğu düzen, planlı programlı olma, günlük aktivitelerin belirlenmesi ve rutinlerin oturması hem çocuklara hem de ailelere olumlu katkılar sağlıyor. Ancak bu sürecin sancısız ilerlemesi için dikkat edilmesi gereken noktalar bulunuyor.

DoktorTakvimi uzmanlarından Çocuk ve Genç Psikiyatristi Uzm. Dr. Adil Zorlu, özellikle anasınıfı ve ilkokul birinci sınıfa başlayacak çocukların ilk kez aileden uzun süre ayrı kalacağı için başlangıçta zorluk yaşayabileceğini belirtiyor. Ayrılma kaygısının doğal bir süreç olduğunu vurgulayan Zorlu, bazı çocuklarda bu durumun daha yoğun yaşanabileceğini ve uyum bozukluğu, ayrılma kaygısı bozukluğu gibi sorunlara dönüşebileceğini söylüyor.

Bu süreçte çocuklarda ağlama, huzursuzluk, okula gitmek istememe, uyku ve yeme alışkanlıklarında değişiklikler, karın ağrısı veya alt ıslatma gibi belirtiler görülebileceğini ifade eden Zorlu, ebeveyn tutumunun belirleyici olduğunu aktarıyor. Aşırı korumacı ailelerin çocuklarının ayrılmaya daha yoğun tepki gösterebildiğini belirten uzman, çocuğun merakını destekleyen ve sınırları net koyan ebeveynlerde uyum sürecinin daha kolay atlatıldığını vurguluyor.

Uyum sürecini kolaylaştırmak için ebeveynlerin çocuklarla yaşına uygun ve dürüst konuşmalar yapması gerektiğini belirten Zorlu, “Okula neden gidilmesi gerektiği basitçe anlatılmalı, mümkünse okul önceden ziyaret edilmeli ve öğretmenle tanıştırılmalıdır” diyor. Ayrıca uyku ve yeme düzeninin okul açılmadan önce yeniden düzenlenmesi gerektiğini, aksi halde adaptasyon sürecinin zorlaşabileceğini belirtiyor.

Yaz tatili sonrası okula devam edecek öğrenciler için uyum sorunlarının daha çok tatil alışkanlıklarından kaynaklandığını dile getiren Zorlu, “Düzensiz uyku, fazla ekran maruziyeti, azalan sosyallik gibi etkenler; okul açıldığında dikkat dağınıklığı, huzursuzluk ve motivasyon kaybı yaratabilir” diye konuşuyor.

Uzm. Dr. Adil Zorlu, okul döneminde tablet, telefon ve televizyon kullanımının sınırlandırılması gerektiğini vurgularken, ebeveyn-çocuk arasındaki yakın iletişimin sorunların erken fark edilmesini kolaylaştırdığını söylüyor.

Ergenlik döneminde ise akran dayanışmasının okul uyumunu kolaylaştıran bir unsur olduğuna dikkat çeken Zorlu, aynı zamanda akran zorbalığının göz ardı edilmemesi gerektiğini ifade ediyor. “Zorbalık, çocuklarda depresyon, kaygı bozukluğu ve okul başarısında düşmeye neden olabilir. Bu nedenle çocuklara akran zorbalığının ne olduğu anlatılmalı ve yardım yolları öğretilmelidir. Okul yönetimi ve rehberlik birimi de sürece dahil olmalıdır” diyerek sözlerini tamamlıyor.